Aşkı Erotikleştirmek Zorunda mıyız?

16:59

Bu son zamanlarda üzüldüğüm konulardan birisi. "Aşk romanı = Erotik Roman" düzeyinde bir boyuta geldik resmen. Piyasaya o kadar ama o kadar çok "Yetişkin Okurlar İçin" etiketli romanlar çıkıyor ki artık onları görmekten yorulmaya başladım.

Aslında ben de Elli Ton serisini okudum, Gabriel serisinin iki kitabını da. Bazı kısımlarını atlamak zorunda kalsam da anlatılan aşkı sevmiştim. Ama özellikle bu romanların başlattığı akımın roman dünyasını bu boyuta getireceğini hiç tahmin etmemiştim. Öyle bir boyuta geldik ki içinde erotizm barındırmayan aşk romanları okunmaz/keyif alınmaz kategorilerine eklenmeye başladı. Bunu bir okurun yorumundan bizzat gördüm.

Oysa aşk tensel olarak yaşananın çok ötesindedir bana göre. Eğer tensel birliktelik bu kadar önemli ya da değerli olsaydı tek gecelik ilişki yaşayan tüm insanlar dünyanın en mutlu insanları olmalılardı.

Tabii ki insan sevdiğine dokunmak ister. Bir aşk romanı okuyan birisi de o elektriği de hissettirmek ister ama gerçekten bu boyutta mıdır bu? Bazı romanlar var ki durum tam olarak şu: Karakter birisinden hoşlanmaya başlıyor, hop yatak hayalleri. Karakterler birbirlerine açılıyor, hop yatağa. Kavga ediyorlar, barışmak için hop yatağa. Birbirlerini sevdiklerini yeniden anlıyorlar, hop yatağa. İşin rahatsız edici boyutu bu sahanelerin tümünün her defasında tüm detayları ile anlatılması... O zaman ben romana, aşk romanı gözü ile bakamıyorum. Erotik bir şeyler yazmak için aşkı bahane olarak kullanan hikayeler olarak görüyorum.

Belki acımasız olduğumu düşünebilirsiniz ama wattpad gibi bir örnek var önümüzde. 13-15 yaşa aralığındaki çocuklar bile, hayran oldukları kişilerle ilgili erotik hikayeler yazıyorlar o.O Ama bir durun değil mi?

Bilmiyorum. Herkesin her duruma bir bakış açısı vardır elbet, ve ben tabii ki saygı duyarım. Ancak bu durumun geldiği boyut, beni gerçekten üzmeye başladı. Hislerin tenselliğin altına gömülmesi beni en çok rahatsız eden şey.

Oysa bana göre kalp, hayatının sonuna kadar dokunamayacağı birisini bile ölümüne sevebilir.

4 yorum

  1. Aslında erotik romanlardan bende artık bıkkınlık geçirmeye başladım.

    Yine de duruma çok romantik baktığını düşünüyorum. Sonuçta bunlar edebiyat adını taşısa da edebi eser değil. Mutlaka duymuşsundur Amerika'dan yani ingilizceden dilimize geçen bir deyim var. Seks satar. Bu tamamen kanıtlanmış bir gerçek. Sanırım hepimizin içinde ilkel, çıkarcı, kötü bir yan var.

    Gabriel için erotik roman diyemem ben, hatta ilk kitabın sonunda sadece bir kere sevişmişti onlar yav :)

    Ama Elli Ton muhabbetine gelirsek o hikayenin sevilmesinin ve popülaritesinin tek nedeni hikayedeki aşırı miktarda paradır. Açık konuşalım adam bildiğin sadist ve sadece fantazi, kurgu karakteri olarak güzel.

    Açıkçası film bile pornomsu gibi olacak diye düşünüyorum. Gitmek isteyipte gidemeyeceğim bir film olmasından korkuyorum.

    Erotizme karşı değilim hatta gerekli bile buluyorum olay örgüsü içinde ama anlattığın gibi yemek yedik seviştik, asansöre bindik seviştik, yemeğe gittik seviştik, su içip tekrar seviştik durumundan da çok sıkıldım.

    Bu arada Eylül'de Ayaz aklımda, aslında okudum bile sadece yazacak kadar kafayı toparlayamadım, kusura bakma. Döneceğim ona.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok ya hu ne kusuru :) Benim Grinin Elli Tonunu sevme sebebim daha çok Christian'ın çaresizlik boyutundaki aşkıydı aslında. Beni yıldıransa her yerin cidden "Bu kitap seks üzerine yazıldı," diye bağıran kitapların her yere doluşması. Kapak o olunca içerik zaten malum.

      Gabriel'in tam bu kategoride değerlendirilmeyeceği kanısındayım ben de ama bu kategoride satıldı ve satış rakamlarını çekici kılan kitaplardan birisi oldu. Yani o da hala bir tetikleyici.

      Doğrudur romantik bir bakış açım var ama "çok" olduğu kanısında değilim. Çünkü bir Garwood ya da McNaught tarafından işlenen birliktelikler de var. Aslında onlar da aşk romanının erotik boyutu ama beni bu açıdan rahatsız etti mi? Hayır.

      Şu an olayın getirildiği boyuttan şikayetçiyim ben.

      Sil
  2. Cok üzgünüm ki bu tür kitaplar cok satiyor ve herkesin dilinde:( Ben Grinin Elli Tonu ve Gabriel serisini okumadim okumalimiyim bilmiyorum. Ama okumadigimi söyleyince sanki klasiklerden birini okumamisim gibi tepki aliyorum.

    Bir kac hafta önce Gec Gelen Mutluluk adli bir kitap okudum. Cok güzel bir ask hikayesiydi . Sürekli cinsellik yoktu hatta hic yoktu diyebilirim. Ama ask vardi duygu vardi.
    Bu bir dönemdir elbette gececektir. Ancak baslamis olup ilerleyen yozlasmislik ,'her seyi her yerde yapabilirim' diyerek kendini özgür zanneden bir nesil yetisirken gelecek ne olur bilemem.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben klasiklerden çoğunu okumadım, hoşlanmıyorum. Bana tepkileri ne olurdu acaba:P

      Özellikle son cümlene ne kadar katılıyorum bilemezsin. Ben özgürlüğün tanımını "başkasının özgürlük alanını ihlal etmeden" ibaresi ile öğrendim ancak bizden bir sonraki nesil bunu "kimse umurumda değil, ben ne istersem yaparıma" çevirdi. Ve her şey birbirinin neden ve sonucu ne yazık ki...

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Bana Ulaşın

Ad

E-posta *

Mesaj *

Bumerang - Yazarkafe