Lütfen Bakıveriniz Sevgili Eylül'de Ayaz Okurları :)

15:21


Merhaba, öncelikle söyleyeyim bölüm hazırlanma aşamasında, okula döndüğüm için biraz yavaş ilerliyor ama güzel ilerliyor, en geç Cuma akşamı göndereceğim ama öncesinde de gelme ihtimali yüksek. :)

Bu konuyu açma sebebim şu: Geçenlerde baya yoğun bir eleştiri yorumu aldım okur arkadaşlarımdan birisinden. Hikayeyi bütün olarak ele aldığında getirdiği eleştirilerdi bunlar, kimisine katıldım kimisine katılmadım ama ister istemez soru işaretleri de oldu bende. O yüzden sizden bir şey rica etmek istiyorum: Hikayeyi bütün olarak ele alıp yorum bırakabilir misiniz?

Bölüm bölüm yazdığım için aceleye gelen ya da çok uzayan şeyler olabilir ya da kopukluklar olabilir, bilmiyorum. Ama bildiğiniz üzere bu hikaye bittiğinde en başından bir düzenleme yapacağım. Eğer eleştirinize katılırsam mutlaka dikkate alırım. (Kişisel beğeni tarzındaki eleştirileri takdir edersiniz ki tek tek değerlendiremem ama yaparsanız da keyifle okurum.)

Bunu yapabilirseniz minnettar kalırım.

Bir de hikayede aklınızda kalan alıntılar varsa benimle paylaşır mısınız? Şunun gibi alıntı görselleri hazırlamayı planlıyorum. Sizin beğendikleriniz için hazırlamaktan keyif alırım:


Hoş çok fazla alıntı paylaşmak da itici olabilir ama iki, üç tane de olsa yapmak istiyorum. Benim söyleyeceklerim bu kadar, dikkate alıp yardımcı olan herkese şimdiden kocaman teşekkürler :)

10 yorum

  1. Zor yerden sordun iyi mi :) alıntı en kolayı bir kaç tanesi aklıma geldi bile onları konuşuruz ama hikayeyi bütün olarak eleştirmek çok zor çünkü hikayenin tamamı elimizde yok. Bir sürü konuda bir çok şey söylebilirim ama söylediğim konularda ileride nasıl bir yol izleyeceğini bilemediğimden belki de sadece saçmalıyor olurum :) Dur ben bunu bir düşüneyim, aslında oturup bir okuyuşta okumak lazım tekrar ki daha bütün bakabilmek mümkün olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında haklısın, bütün olarak eleştirebilmek için baştan sonra bir roman gibi okumak gerek. Belki benim de yapmam gereken temel şey bu ama o zaman bölüm odağımı da kaybedebilirim. Ağğğh! Bunlar niye bu kadar karmaşık yav! :D "Bir çok şey söyleyebilirim"den korktum ama he :)

      Sil
  2. Düzenli okuyuculardan biri olarak :) her bölümde elimizden geldigince elestirilerimizi ve begenilerimizi seninle paylastik. bugün kalkip genel bir bakis acisiyla tekrar sana bir seyler söylemek bana anlamli gelmiyor.bu sadece seni gerer ve ilerdeki bölümlere yansimasa da yansir diye düsünüyorum. ben böyle sevdim. bu karalama tahtasi degil ya da seyircinin katilimiyla oynanan bir tiyatro oyunuda degil. biz senin kurgunu okuyoruz bizimkini degil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sonu sert olmuş biraz ya hu :) Aslında amacım şu: Eğer bölümler arası geçişlerde bütünlüğü bir kopukluk varsa bunu keşfedebilmek, böylece şu an ki oluşum sırasında mümkün olduğunca bunun önünü alırım. Çünkü tecrübe ile sabittir ki bir hikayeyi düzenlemek sıfırdan yazmaktan çok daha zor :)

      Desteğin için teşekkürler arkadaşım :)

      Sil
  3. -Adin ne? diye sordu Ayaz. hala onun adini bilmedigini yeni hatirlamisti.
    -Eylül...
    Ayaz, tek kasini kaldirdi "Nisan derdim"
    -Efendim?
    Sana illa aylardan bir isim koyacaksam... Nisan derdim.
    iste benim favorim olan alinti :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Heeey ben de burasını çok seviyorum, yaşasın alıntı kardeşliğimiz^^ :D

      Sil
  4. Sert mi olmus? sileyim o zaman. herkesin düsüncesine saygiliyim. bu da benim düsüncem.. ha bittigi zaman bir daha okur varsa bir sey cekinmeden söylerim ama dedigim gibi, her bölümde dedim zaten (kabul bir iki fire verdim sorry). mesela bu hikaye kitap olsa ve tanitiminda bu alintiyi görsem hemen siparis veririm ben. o kadar cekici yani ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok yok silme, dediğin gibi bu da senin fikrin :) Alıntı için söylediklerine çok teşekkür ederim ya, çok mutlu oldum cidden^^ :))

      Sil
  5. O nisan derdim hakikaten efsane olmuştu :)

    Bir de bunu beğeniyorum ben alıntı seçiyorsak :)

    “Gülümsedin,” dedim küçük bir çocuk gibi. “Gördüm.”

    “Hayır, gülümsemedim.” Benimle inatlaşıyordu.

    “Gülümsedin.”

    “Hayır.”

    Ne yaptığımı fark etmeden parmaklarımı dudaklarına uzattım ve hafifçe o güzel tebessümün belirip kaybolduğu yere dokundum. “Gördüm işte. Buradan,” dudağının kenarından başlayarak bir iki santimlik ufak yerde parmağımı kaydırdım, “buraya kadar gülümsedin.”

    Sen de beğeniyor musun? Yani sen yazdın beğenmelisin :)

    Sonra bu da var :)

    “Sanırım döşemeleri mahvediyorum,” dedim arabayı çalıştıran Ayaz’a.

    Yanıt vermek yerine, “Neden sırıttığını söyleyecek misin?” diye sordu.

    “Çok basit, çünkü bu 67 model Impala.”

    Ayaz da kendi kendine sırıttı. “Biliyorum, bu gerçek bir mutlu olma sebebi ama sen-”

    “Supernatural,” dedim.

    “Ne?”

    “Supernatural, Impala, dünyanın en önemli arabası?”

    Bilmiyor muydu?

    “Neden bahsediyorsun?”

    “Impala’ya aşık olmama neden olan diziden.”

    Sonra bu var;

    “Bu son görüşmemiz olmak zorunda değil,” dedim hırçın bir tavırla. Sinirlerimi bozuyordu. Yine.

    “Zorunda,” diye mırıldandı. O bu kez sakinliğini koruyordu. “Ve ben de bilmek zorundayım.”

    “Neyi, Ayaz?”

    “Neden geldin?” diye sordu.

    Ne?

    “Bu da ne demek şimdi?”

    “Benim için defalarca geldin. Kimsenin gelmediği kadar çok…” derin bir nefes aldı. Bir an için dişlerini sıktı. Çenesindeki o kas yine seğirmişti.

    “İnsanlar…” diye devam etti. Konuşmakta zorlanıyor gibiydi. “İnsanlar bana gelmezler Eylül. Benden giderler. Sen neden geldin?”

    Burası bence gerçekten çarpıcı, yani yalnızlığı, terk edilmişliği öyle iyi yansıtıyor ki etkileyici oluyor ister istemez..

    Ya benim Ayaz sempatizanlığım başına bir iş açmasın Çiğdem :) Stephen King'in bir kitabı var bilir misin :) Fanatik hayranlardan biri kitabın devamını yazsın diye ünlü bir yazarı kaçırıyor konusu bu :) Sadist. Okuma sen bence artık onu :) Ahaha Ayaz forever!

    Neyse işte son olarakta bu güzel bence alıntı :)

    “Yani. Eğer senden hiç hoşlanmayan birisiyle tanışsaydım ki tanıştım. Ben de ondan hiç hoşlanmazdım ki hoşlanmadım.”

    Ayaz sesli bir şekilde güldü. Bense bir kez daha anlamayarak ona baktım.

    “Ne oldu?”

    “Hiç.”

    “Ayaz?”

    Gözlerini devirdi. “Anlayabilirsin, birisi tarafından sahiplenilmeye de alışık değilim. Bu biraz garip…”

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahah yok ya yapmazsın öyle bir psikopatlık. :D Tabii ben de beğeniyorum ama benim blogda kopyalama yok hala di mi? Sen bunların hepsini yazdın mı ya? Cansın arkadaşım :)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Bana Ulaşın

Ad

E-posta *

Mesaj *

Bumerang - Yazarkafe