Karlar Ülkesi - Frozen | Film Yorumu
11:59
Biliyorum, biliyorum. Uyanayım da balığa gidelim :D Ama ben bu filmi yeni izlemedim. Sadece blogu yeni açtım ve yeni yorumluyorum bur konuda bir anlaşalım :D
Frozen şüphesiz izlemekten en çok keyif aldığım animasyonlardan birisiydi. Yukarı Bak filmini hala geçemedi benim için ama yine de çok çok sevdim. Tabii ki bunun başlıca nedeni Olaf. Allah'ım o ne tatlı, ne şirin bir karakterdir öyle. Ayrıca Türkçe dublajını da çok sevimli yapmışlar. Tekrar tekrar izlenesi olmuş. :)
Filmi izlemeyenler için şimdiden uyarıyorum. Yorumum içeriğe girecek. Yani henüz izlemediyseniz, şu an filmi izlemeye gidip, yorumun devamını izledikten sonra okuyabilirsiniz. :)
Geleyim içeriğe gireceğim kısma. Olaf, yandaki sahnede "Hep böyle hokka gibi bir burnum olsun istemiştim," dediğinde oda arkadaşım ve ben filmi durdurup uzun süre güldük ve sahneyi başa sarıp durduk (Evet, bunu da sinemada izleyemedim. Sanırım biraz geç kalıyorum filmleri keşfetme konusunda.)
Olaf'ın bedenin sürekli dağılması ve onun bedenini toparlaması ya da toparlayamaması belki de kendini tekrar etmekle alakalı olmalıydı ama bu sahnelerin her birini o kadar keyifli bir hale getirmişler ki her defasında gülerek hatta kahkaha atarak izledik. Tabii bunu gece yarısı yaptığımız ve yurtta kaldığımız için azcık şikayete de sebep olduk. Sonrasında kendimizi tutmak zorunda kaldık. Ama sadece görüntüsü bile çok sevimli değil mi? Bir de o sevimli dublajla birlikte düşünün bunu! Ah... Bu filmi bir kez daha izleyebilirim.
Aslında benim filmi bu kadar sevmemde çevirmen ve Olaf'ı Türkçe seslendiren kişinin etkisi de çok yüksek. Özellikle yandaki sahnenin orjinalini ve bizim versiyonumuzu izlediğinizde eminim pek çok kişi Türkçe dublajı tercih edecektir ki ben normalde dublajlı film izlemekten gerçekten hoşlanmayan birisiyim. Her zaman orjinalin daha iyi olduğunu düşürüm. Gelin görün ki Frozen için de Türkler açısından bir Shrek - Eşek vakası mevcut. Orjinal espriler aslında Türk milletini kapsayacak gibi değil ama çevirmenler aynı esprileri Türkleştirip Türklere satabilecek kadar iyi iş çıkarmışlar :) Yandaki gifin Türkçe dublajdaki hali, "Ben taş kafalı değilim, çünkü benim kemiğim yok." ve bu Olaf'ı seslendiren arkadaşın çıkardığı sevimli işle birleşince gerçekten çok güzel bir sahne çıkmış ortaya ve evet, biz bunu da sarıp sarıp izledik ve her defasında da güldük :D
Tabii bir de Olaf'ın tüm aşıkların Facebook ve Twitter sayfalarını süsleyen sözü var :D
Bu gifin başında bir de "true" olamlıydı, o yüzden ben tam çevireyim :) Gerçek aşk başkasının ihtiyaçlarının seninkilerden önce gelmesidir.
Türkçe çevirisi o kadar da havalı olmuyor, evet :) Aslında oluyor da kulağa o kadar da afili gelmiyor :) Her neyse "bu filmden bahsedip de eklemesem olmaz," diyeceğim iki video ile yorumumu tamamlayayım. Birincisi oda arkadaşımı söyleye söyleye beni bıktırdığı Kardan Adam Yapsak Senle müziği :
Bir diğeri de Demi Lovato'nun gerçekten sevdiğim sesi ile seslendirdiği Let It Go film müziği. Her ne kadar bu da Türkçeleştirilse de bunun orjinalini daha çok seviyorum:
Frozen şüphesiz izlemekten en çok keyif aldığım animasyonlardan birisiydi. Yukarı Bak filmini hala geçemedi benim için ama yine de çok çok sevdim. Tabii ki bunun başlıca nedeni Olaf. Allah'ım o ne tatlı, ne şirin bir karakterdir öyle. Ayrıca Türkçe dublajını da çok sevimli yapmışlar. Tekrar tekrar izlenesi olmuş. :)
Filmi izlemeyenler için şimdiden uyarıyorum. Yorumum içeriğe girecek. Yani henüz izlemediyseniz, şu an filmi izlemeye gidip, yorumun devamını izledikten sonra okuyabilirsiniz. :)
Geleyim içeriğe gireceğim kısma. Olaf, yandaki sahnede "Hep böyle hokka gibi bir burnum olsun istemiştim," dediğinde oda arkadaşım ve ben filmi durdurup uzun süre güldük ve sahneyi başa sarıp durduk (Evet, bunu da sinemada izleyemedim. Sanırım biraz geç kalıyorum filmleri keşfetme konusunda.)
Olaf'ın bedenin sürekli dağılması ve onun bedenini toparlaması ya da toparlayamaması belki de kendini tekrar etmekle alakalı olmalıydı ama bu sahnelerin her birini o kadar keyifli bir hale getirmişler ki her defasında gülerek hatta kahkaha atarak izledik. Tabii bunu gece yarısı yaptığımız ve yurtta kaldığımız için azcık şikayete de sebep olduk. Sonrasında kendimizi tutmak zorunda kaldık. Ama sadece görüntüsü bile çok sevimli değil mi? Bir de o sevimli dublajla birlikte düşünün bunu! Ah... Bu filmi bir kez daha izleyebilirim.
Aslında benim filmi bu kadar sevmemde çevirmen ve Olaf'ı Türkçe seslendiren kişinin etkisi de çok yüksek. Özellikle yandaki sahnenin orjinalini ve bizim versiyonumuzu izlediğinizde eminim pek çok kişi Türkçe dublajı tercih edecektir ki ben normalde dublajlı film izlemekten gerçekten hoşlanmayan birisiyim. Her zaman orjinalin daha iyi olduğunu düşürüm. Gelin görün ki Frozen için de Türkler açısından bir Shrek - Eşek vakası mevcut. Orjinal espriler aslında Türk milletini kapsayacak gibi değil ama çevirmenler aynı esprileri Türkleştirip Türklere satabilecek kadar iyi iş çıkarmışlar :) Yandaki gifin Türkçe dublajdaki hali, "Ben taş kafalı değilim, çünkü benim kemiğim yok." ve bu Olaf'ı seslendiren arkadaşın çıkardığı sevimli işle birleşince gerçekten çok güzel bir sahne çıkmış ortaya ve evet, biz bunu da sarıp sarıp izledik ve her defasında da güldük :D
Tabii bir de Olaf'ın tüm aşıkların Facebook ve Twitter sayfalarını süsleyen sözü var :D
Bu gifin başında bir de "true" olamlıydı, o yüzden ben tam çevireyim :) Gerçek aşk başkasının ihtiyaçlarının seninkilerden önce gelmesidir.
Türkçe çevirisi o kadar da havalı olmuyor, evet :) Aslında oluyor da kulağa o kadar da afili gelmiyor :) Her neyse "bu filmden bahsedip de eklemesem olmaz," diyeceğim iki video ile yorumumu tamamlayayım. Birincisi oda arkadaşımı söyleye söyleye beni bıktırdığı Kardan Adam Yapsak Senle müziği :
Biliyorum çok Olaf odaklı bir yorum oldu ama itiraf ediyorum ki ben de çok Olaf odaklı izledim filmi. Üstelik Anna'nın son ana kadar ki saflığına da çok sinir olduğum için bahsetmedim :P :)
Tamam, daha fazla uzatmıyorum ve filmi izlemenizi tavsiye ediyorum. Tüm sahnelerin tadını çıkarın :)
İşte filmin konusu:
Tamam, daha fazla uzatmıyorum ve filmi izlemenizi tavsiye ediyorum. Tüm sahnelerin tadını çıkarın :)
İşte filmin konusu:
Ülke, Karlar Kraliçesinin laneti sonrasında ömür boyu sürecek bir kış mevsimine mahkum edilmiştir. Bir inanca göre, bir krallığı sonsuza dek kar yağışına mahkum edince korkusuz ve iyimser Anna, cesur dağ adamı Kristoff ve onun sağ kolu olan ren geyiği Sven ile işbirliği yapıp kız kardeşi Kar Kraliçesi Elsa’yı bulmak ve buz büyüsünü bozmak için uzun bir yolculuğa çıkar. Bu krallıkta yaşamakta olan maceracı ve iyi kalpli Anna, Karlar Kraliçesi”ni bulup laneti sona erdirmesini sağlayarak, şehrinde yaşayan insanları eski güzel günlerine döndürmeye karar verir. Görünürde basit olan bu plan, izbe dağdaki yolculuk ilerledikçe zorlaşmaya başlar. Mitolojik yaratıklar ve ürkütücü büyüler eşliğinde süren yolculuğun her dönemecinde ayrı bir tehlike ortaya çıkar. Yolculuğun asıl zor yanı ise zamanla yarışıyor oldukları gerçeğidir.
4 yorum
Cidden Anna'nın saflığı fazla sinir bozucuydu. Ve Olaf yüzünden arkadaşımla devamlı "Evet,neden?" diyip duruyorduk.
YanıtlaSilBu arada seni bir mime ekledim umarım yaparsın :))
http://usengeckizinkitapligi.blogspot.com.tr/2014/08/mim-zt-kitaplar.html
Çok teşekkür ederim, tabii ki seve seve yaparım da bu mim benim gibi unutkan ve kararsız birisi için çok zor haha :D Mutlaka deneyeceğim^^
Silharika bir filmdi!! maleficenti izledin mi?
YanıtlaSilona da bayılırsınnn :D
Yok, izlemedim. Hatta ilk kez duyuyorum o.O
SilAma izleyecek film de arıyordum. İyi oldu bu. Mutlaka göz atacağım. Teşekkürler öneri için :D