21. Bölümden Bir Kesit

18:30


Sevgili bölüm bekleyen arkadaşlarım. Bölümü yazdım mı? Yazdım. Peki gönderecek miyim? Hayır. :D

Biliyorum biraz garip bir giriş oldu ama bu akşam da bölümü gönderemeyeceğimi söylemeye çalışıyorum ve azıcık da utanıyorum yani, çünkü sözümde duramamış oluyorum. Ama tembellik etmedim. Bölümü yazdım, yazdım da içime sinmedi ve ben bir daha içime sinmeyen bölümü sırf vaktinde göndermek için yayınlamak istemiyorum çünkü sonrasında pişman oluyorum.

Olmamış diyeceğiniz bir bölüm paylaşmaktansa biraz daha bekleyip içime sinecek bir bölüm hazırladıktan sonra göndermeyi daha mantıklı buluyorum an itibari ile.

Bunlar hep son sene de yüklenen hocalardan oluyor. Kendimi suçlu hissetmeden temiz kafayla bir yazabilsem tek seferde içime sinen bölümler çıkarabileceğim ama aaah ah, sormayın a dostlar... :) :)

Şunun sözünü verebilirim çok bekletmeyeceğim çünkü bölümü sizinle paylaşmak için heyecanlıyım. Romantik/Dramatik halinin yanında biraz maceralı bir bölüm olacak bu. Aklımdakini tam olarak kağıda yansıtabilirsem, eminim siz de çok seveceksiniz.

Sabrınız için teşekkürler. "Madem beceremiyorsun, kafanı veremiyorsun yazma kardeşim," diye aklından geçirenler varsa da  onlara "yazacağım ulen" diyorum hahah :D Pek nazik olamadım sanırım. Elimden geleni yapar, benimle paylaşmak isteyenlerle paylaşmaya devam ederim diyorum. Kalan sağlar benimdir.

Bu da özür mahiyetinde bir fragman olsun. Sevgiler kocamanından :) :)

Hayır. Hayır. Hayır. Hayır. Lütfen durun.  
Ne yapacağımı bilemeyerek telefonumu almak için yatağımın ucundaki komidine koştum. Korkudan titreyen ellerimi zapt etmeye çalışarak telefonu aldım ve Ayaz’ın numarasını bulmaya çalıştım. Ama o kadar çok gerilmiştim ki telefonumu elimden düşürdüm ve sekerek yatağın altına girişini izlemek zorunda kaldım. 
“Kahretsin!”  
Onu yeniden almak için yatağın altına uzanmaya çalıştıysam da beceremedim. Yatak altının yere bu kadar yakın olmasının bir gün sorun çıkaracağını hiç düşünmemiştim. Hadi ama, bunu bana şimdi yapamazsın! 
 Ayaz’ı aramak zorundaydım. Aramalı ve iyi olduğunu öğrenmeliydim. Sonra da polisi aramam gerekiyordu. Tüm bu olanları durdurabilmek için onlara ihtiyacım vardı.  Kendimi zorlayarak bir kez daha telefona ulaşmaya çalıştım ama yine beceremedim.  
Şimdi çığlık atacaktım!  
Balkonda uzun saplı bir çekecek olduğunu hatırladığımda yattığım yerden doğrulup oraya koştum. Adamların beni görmelerini istemiyordum ama oraya çıkmaktan başka bir çarem de yoktu. Telefonuma başka bir şekilde uzanamazdım. Dikkat çekmemeye çalışarak balkon kapısını açıp yavaşça dışarı çıktım. Çekeceğin şu an gözüme çok uzun görünen balkonu ucunda olduğunu görünce bir kez daha küfür ettim. Bugün bunun için kendime kızamazdım. Koşup dikkat çekmek istemediğim için normal adımlarla gidip çekeceği aldım ve yan gözle bakıp kimsenin benimle ilgilenmediğini fark edince derin bir soluk alarak arkamı döndüm.  
“Bir yere mi gidiyorsunuz güzel bayan?”

2 yorum

  1. Anlasilan eylülün başı belaya giriyor güzel bi bolum geliyor sanki hadi hayirlisi merakla bekliyorum Cnm ;)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Bana Ulaşın

Ad

E-posta *

Mesaj *

Bumerang - Yazarkafe